10 Aralık’ta kapılarını açan 3. Alanya Kitap Günleri bugün sona eriyor. Kitap Günleri’nin 18 Aralık’ta düzenlenen söyleşi bölümüne alanında uzman iki konuşmacı katıldı. Cumartesi saat 11.00’de Aile Danışmanı-Yazar Hatice Kübra Tongar “İyileşen Çocukluğum, İyileşen Anneliğim” konulu söyleşisiyle dinleyicilerle birlikte oldu.
TONGAR: “BİLİNÇALTI KAPALI BİR KUTU GİBİDİR”
Yetişkinlerin çocukluklarında yaşadıkları travmaların, sorunların bilinçaltına yerleştiğini ve ebeveyn olduklarında farkında olmadan kendi çocuklarına yavaş yavaş aktardıklarını vurgulayan Aile Danışmanı-Yazar Hatice Kübra Tongar, “Bilinçaltı kapalı bir kutudur. Çocukluk döneminde yaşanan her türlü travma ve olumsuzluk bu kutuda toplanır. Yetişkinlik zamanında ise bu kutu açılır ve yavaş yavaş kutuda biriken olumsuzluklar farkına varılmadan çocuklara aktarılır; sonrasında da onların davranışlarına yansır. Ebeveyn olmadan bilinçaltına yerleşen bu yaraların iyileştirilmesi gerekir. Anne babadan ayrı yaşamak, yabancı insanlar ile korkutulmak, çocuğu yaşını aşan sohbetlere maruz bırakmak, annesinin ezilmesine şahit tutmak hayatın içinden olan travmalardır” dedi. Programın akşamki bölümüne ise TV ekranlarından tanıdığımız Akademisyen-Yazar Prof. Dr. Sevil Atasoy konuk oldu. Saat 19.00’da “Acayip İşler” isimli söyleşisiyle salonu dolduran kalabalığa seslenen Atosoy, farklı konu başlıklarına değindi.
“NE GÖRDÜĞÜNE İNAN NE DUYDUĞUNA”
Kitap Günleri’nin akşam programına konuk olan Prof. Dr. Sevil Atasoy, polisiye romanları ve acayip işleri genellikle kadınların okuduğunu, beylerin çok dikkatli olması gerektiğini söyleyerek espriler yaptı. “Beyler, mutfaktakine dikkat edin” dedi. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, kötü olarak bilinenlerin iyi, iyi olarak bilinenlerin ise kötü olabileceğini hatırlatan Atasoy, “Ne gördüğüne inan ne duyduğuna inan. Size söylenenlerin arkasında başka bir hakikat olabileceğini unutmayın. Kısacası, ne ben gördüm diyene inanacaksın ne de ben duydum diyene inanacaksın. Mutlaka bir kanıt arayacaksınız” dedi.
“TÜRKİYE’DEKİ KRİMİNAL LABORATUVARLAR BAZI AVRUPA ÜLKELERİNDEN DAHA İYİ”
Suçu aydınlatmak için kullanılan deliller hakkında örnekler veren Prof. Dr Atasoy, saç, gözyaşı, DNA, kan, tükürük ve parmak izinden nasıl faydalandıklarıyla ilgili bilgiler verdi. Günümüz teknolojisinde suçla mücadelede gelinen noktayı anlatan Atasoy, “Türkiye’nin kriminal laboratuvarları altyapı, cihaz, personel açısından pek çok Avrupa ülkesiyle aynı durumda; hatta bazılarından daha iyi bile. Sorun sadece olay yeri incelemede” ifadelerini kullandı.
“ÖNEMLİ OLAN FAİLİ BULMAK DEĞİL, SUÇU ÖNLEMEKTİR”
Bir suçun işlenebilmesi için fail, hedef (mağdur) ve olay yerinin üçünün de birden olması gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Önemli olan faili bulmak değil; suçu önlemektir. Fail, mağdur ve olay yeri üçgeninden biri eksik olursa suçun işlenmesi mümkün değildir. O yüzden biz harabe binaların, yarım kalmış inşaatların yıkılmasını, karanlık sokakların aydınlatılmasını istiyoruz. Bunu yaparsanız olay yerini ortadan kaldırırsınız. Mağdura destek verirseniz o mağdur olmaktan çıkar” dedi. Söyleşiyi vatandaşlarla birlikte dinleyen Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Akbaş, Atasoy’a teşekkür ederek, Alanya’nın fethinin 800. yılı anısına yaptırılan tabloyu takdim etti. Atasoy, farkındalık ve bilgi paylaşımı içeren söyleşisinin ardından okurları için bir de imza etkinliği düzenledi.
KİTAP GÜNLERİ BÜYÜK TAKDİR TOPLADI
10 Aralık Cuma günü kapılarını açan 3. Alanya Kitap Günleri 19 Aralık Pazar günü (bugün) sona eriyor. Kitap Günleri vatandaşlardan, öğretmen ve öğrencilerden büyük takdir topladı. 10 gün süren etkinlikte, oyucular hem en çok satan kitapları daha uygun fiyatlara alabildiler hem Türkiye’nin alanında uzman yazar, akademisyen, araştırmacı, sanatçı, psikolog, siyaset insanı ve aile danışmanı gibi değerli insanlarıyla birlikte oldular.